31 Ocak 2012 Salı

Unutkanlar İçin Çözüm



İnsanların ölüm döşeğinde en çok pişman olduğu 5 şey

İnsanların ölüm döşeğindeyken en çok doslarını yitirdikleri için pişman olduğu ileri sürüldü.

Avustralya
’da yıllar boyunca evlerinde ölümü bekleyen hastalarla çalışan hemşire Bronnie Ware, emekli olduktan sonra deneyimlerinden yararlanarak yazdığı kitapta insanların hayatlarının son günlerinde en çok neye pişman olduğunu listeledi.

Ware, "The Top Five Regrets of the Dying - A Life Transformed by the Dearly Departing" adlı kitabında ölüm yatağında insanların en çok pişmanlık duyduğu şeyin diğer insanlarla ilişkilerindeki ihmalkarlık olduğunu ileri sürdü.


İnsanların ölümlü olduğu gerçeğiyle yüz yüze geldiklerinde çok önemli değişimler geçirdiğini belirten Ware, ölmek üzere olan hastaların inkar, korku, öfke, pişmanlık ve sonunda kabullenme gibi aşamalardan geçtiğini söyledi.


Hastalarına en çok ne için pişmanlık duyduğunu soran Ware, aldığı yanıtların temelde benzer olduğunu ve beş başlık altında toplandıklarını keşfetti:

1. "Keşke başkalarının benden beklediği hayatı sürmek yerine düşlerimi gerçekleştirme cesaretim olsaydı." Ware’e göre insanlar, yaşamlarının sona erdiğinin farkına varıp geriye döndüklerinde düşledikleri şeylerin çok büyük bir kısmını gerçekleştirmediklerini görüyor ve pişman oluyor.

2. "Keşke bu kadar çok çalışmasaydım." Ware’e göre erkek hastaların büyük bir kısmı, işleri nedeniyle ailelerine ve dostlarına yeterince vakit ayıramadıkları için pişman oluyor. Ware, erkek hastaların büyük bir kısmının eğer bir şansları daha olsa dönüp çocuklarının kaçırdıkları anlarını yaşamak istediklerini gözlemledi.


3. "Keşke duygularımı dile getirmeye cesaretim olsaydı." Birçok insanın diğerleri ile ilişkilerini belirli bir düzeyde tutmak için duygularını bastırdığını söyleyen Ware, bastırılan duyguların insan sağlığı üzerinde son derece olumsuz etkileri olduğunu ileri sürdü.


4. "Keşke arkadaşlarımla ilişkimi sürdürseydim." İnsanların kendi yaşamlarına çok fazla odaklanıp arkadaşlarıyla ilişkilerini yitirdiğini ancak ölüm yatağında fark ettiğini söyleyen Ware, ölmekte olan insanların en çok eski arkadaşlarını özlediğini söyledi.


5. "Keşke kendime daha çok mutlu olmak için izin verseydim." Çoğu insanın mutluluğun aslında bir seçim olduğunu ölüm anı gelene dek fark etmediğini söyleyen Ware, insanların rahat yaşamak uğruna eski alışkanlıklarına sıkı sıkıya bağlı kaldığını belirtti. Alışkanlıklarından vazgeçmek istemeyen insanların değişme korkusu yaşadığını ve daha fazla mutlu olma şansını kendi kendilerine yok ettiğini belirten Ware, ölüm yatağındaki hastalarının "Keşke daha çok gülseydim, keşke aptalca şeyler yapmaktan bu kadar korkmasaydım" diyerek pişmanlıklarını dile getirdiğini sözlerine ekledi.

kaynak: milliyet.com 

İŞTE TÜRKLERİN PAZARLAMA TAKTİKLERİ

Türkiye’nin en çok ziyaret edilen e-ticaret platformu sahibinden.com’daki ilanlar, Türk internet kullanıcısının pazarlama taktiklerini gözler önüne seriyor. Özellikle araç ilanlarında ‘çıtır hasarlı’, ‘tatlı pert’, ‘keyfekeder boyalı’, ‘yer uçağı’ gibi tanımlamalar Türk insanının pazarlamada yaratıcı yeteneğini ortaya koyuyor.

 


Türkiye’nin en çok ziyaret edilen e-ticaret platformu sahibinden.com’da yer alan bazı ilanlardaki açıklamalar okuyanları gülümsetiyor. Türk internet kullanıcısının pazarlama taktiklerini gözler önüne seren ilanlardaki bu tanımlamalara, başta araç olmak üzere emlak ve bilgisayar ilanlarında sıklıkla rastlanıyor.

Sattıkları ürünlere dikkat çekmek isteyen sahibinden.com kullanıcıları tarafından tercih edilen ve en çok dikkat çeken tanımlamaların başında az hasarlı araçlar için kullanılan “çıtır hasarlı” ve “tatlı kazalı” geliyor. “Bel altı çiziklerden dolayı boyalı”, “keyfekeder boyalı”, “kılcal çizik” ikinci el araç ilanlarının büyük çoğunluğunda kullanılan en ilginç tanımlamalar olarak öne çıkıyor. Pert kaydı bulunan araçları tanımlamak için kullanılan “tatlı pert”in yanında, motosiklet ilanlarında, motorun performansının yüksek olduğunu anlatmak için “ciğeri sağlam” tercih ediliyor.
Özellikle modifiyeli ve beygir gücü ya da motor hacmi yüksek araçlar için kullanılan “yer uçağı” tanımının yanında, aracın kilometresinin neden düşük olduğunu açıklamak ve az kullanıldığını belirtmek isteyenler ise “garaj arabası”, “sadece hafta sonları kullanıldı” gibi tanımlamaları tercih ediyor. Aracın yüksek donanım seviyesine sahip ve modifiyeli olduğunu anlatmak için “full + full”, “daha dolusu yok”, “kuruş masrafı yok” gibi tanımlamalar kullanılıyor.

Sahibinden.com Emlak İlanlarında İse En Çok “Keyifli Daire ve “Yürüme Mesafesi” Kullanılıyor
Ürünlerdeki indirimlere dikkat çekmek için kullanılan “patron çıldırdı” ile “bakmadan geçme”, “pazarlık için aramayın”, “şimdiden hayırlı olsun”, “lütfen sadece ciddi alıcılar arasın”, “doktordan değil hastasından” en çok tercih edilen diğer tanımlamalar oldu.

Kaynak : Sahibinden.com

İstanbul 36 yılda böyle değişti!

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA, İstanbul’un 1975 ve 2011 yıllarında çekilmiş iki uydu görüntüsünü yayınlayarak 36 yılda şehrin yaşadığı değişimi gözler önüne serdi.

Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA, İstanbul’un 1975 ve 2011 yıllarında çekilmiş iki uydu görüntüsünü yayınlayarak 36 yılda şehrin yaşadığı değişimi gözler önüne serdi.

İklim ve çevre ile ilgili görüntüleri, öyküleri ve keşifleri toplumla paylaşmak için kurulan Earth Observatory’nin sitesinde yayınlanan uydu görüntülerinden ilki 24 Haziran 1975′e ait, ikinci görüntü ise günümüzden sadece 7 önce, 7 Haziran 2011 tarihini taşıyor.

 

Karşılaştırmanın daha iyi yapılabilmesi için renklerin değiştirildiği görüntülerde yeşil alanlar kırmızı, kentleşmiş bölgeler gri, kırsal alanlar somon rengi ve su ile kaplı alanlar siyah renk ile gösteriliyor.
İstanbul’un zengin yapısı içerisinde imparatorlukların yükseliş ve düşüşlerinin kolaylıkla okunabildiğinin belirtildiği yazıda, günümüz medeniyetinin bırakacağı izin ise çok daha fazla olacağından bahsediliyor.
Şehrin nüfusunun 50 yılda 11 milyondan fazla arttığı ve İstanbul’un artan nüfus sayesinde giderek genişlediğinin altı çizilirken, bu modern genişlemenin kent için yeni bir durum olmadığı belirtiliyor.
Yapılan son arkeolojik keşiflere göre dördüncü ile altıncı yüzyıllar arasında İstanbul’un 13 mil (yaklaşık 20 kilometre) batısında bir liman kenti daha bulunuyordu. Bu kefiş henüz yeni olduğu için tam anlamıyla araştırılamamış olsa da, İstanbul’un “yayılmacı” kimliğinin yüzyıllar öncesinde bile var olduğunu gösteriyor.

 

30 Ocak 2012 Pazartesi

Birazda Gezelim

a journey through asia from on Vimeo.

tayland, kamboçya, vietnam'dan görüntüler.

Birazda Şiir

ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN ŞİİRİ

gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım

ne vakit maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgâr aklımı alırdı
sessizce bir cıgara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felâketim olurdu ağlardım

akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felâketim olurdu ağlardım
Atilla İLHAN

Yalıtım İçin Düşük Faizli Kredi Geliyor

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, evini iyileştirmek isteyen vatandaşlara düşük faizli kredi imkanı sunacaklarını söyledi.


Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, evini iyileştirmek isteyen bina sakinlerine düşük faizli kredi verileceğini söyledi.
Türkiye enerjide tasarruf yollarını aramaya devam ediyor. Konuya ilişkin çalışma başlatan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı     Enerji Kimlik Belgesi (EKB) sisteminin sağlıklı işleyebilmesi için finans modeli geliştirdi. Bakan Erdoğan binalarda iyileştirme yoluna gitmek isteyenlere yönelik Bakanlık olarak finansman modelleri geliştirdiklerini böylece vatandaş evini iyileştirmek isterse düşük faizli kredi alabileceklerini kaydetti.

Bankalardan da destek istenecek

Düşük faizli kredi için kamu bankaları ile görüşmeler hızlandı. Bunun için bazı özel bankalardan da destek oluşabileceği belirtildi. Uygun faizli ve uzun vadeli borçlanma sonucunda G sınıfında olan bir binayı A sınıfına çekmek mümkün olacak.

Enerjisi düşük evlerin değeri düşecek

A sınıfı enerji tüketimi açısından iyi, G sınıfı da oldukça kötü durumdaki binaları gösterecek. Daire satın almak isteyen vatandaş enerji kimlik belgesine bakarak evde ne kadar enerji tüketebileceğini anlayabilecek. Bu da enerjisi düşük olan evlerde fiyatların aşağıya çekilmesine neden olacak. Türkiye genelinde şimdiye kadar 7 bin 100 adet binaya Enerji Kimlik Belgesi verilmiş durumda.

Yüzde 50 tasarruf hedefleniyor

Türkiye’de 19 milyonun üzerinde konut stoku var ve ülkemizde kullanılan enerjinin yüzde 40′tan fazlası yaşam alanlarında tüketiliyor. Bakanlık enerji kimlik belgesi ile konutlarda yüzde 45-50 tasarruf sağlamayı hedefliyor. Bu da toplamda yüzde 20′lik bir enerji tasarrufu olarak belirtiliyor.

Yeni binalarda kimlik zorunlu 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yeni yapılacak binalarda “Enerji Kimlik Belgesi”ni zorunlu kılarken bu binalarda belge düzenlemesi proje üzerinden gerçekleştirileceği için vatandaşların bir sorumluluğu bulunmayacak, süreç proje üzerinden yürütülecek.

2017′ye kadar tüm binalar kimlik alacak 

Mevcut binalar için vatandaşların, 2017 yılına kadar Enerji Kimlik Belgelerini almaları gerekiyor. Bunun için de vatandaşlar yetkilendirilmiş Enerji Verimlilik Danışmanlık Şirketlerine başvuracaklar. Binanın projesi bulunuyorsa, uzmanlarca tespit kısa sürede tamamlanabilecek. Eğer proje bulunmuyorsa binada, ısıtma sistemi, yalıtımı, geometrik yapısı, elektrik aydınlatma sistemi gibi unsurlara ilişkin etüt yapılacak.

Kamu kurumları da belgeleniyor

Öte yandan Ankara’da tespit edilen 100 kamu binasının enerji etütleri yapılarak Enerji Kimlik Belgeleri düzenlenecek, iyileştirme potansiyellerini gösteren etüt raporları hem kurumlara hem de Kalkınma Bakanlığı’na sunulacak. Kalkınma Bakanlığı tarafından kabul edilmesi durumunda proje 2012 yılında kamu kurumlarında da devreye girecek.

Dünya 4, Türkler 8 yılda bir mobilya değiştiriyor

Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Güleç, Türk ailesinin ortalama 8.3 yılda bir mobilyasını değiştirdiğini belirterek, bu rakamın dünya ortalamalarında olduğu gibi, 4 yılda bir olması gerektiğini bildirdi.

 

Ahmet Güleç, yaptığı açıklamada, mobilya sektörünün Türkiye’nin en hızlı büyüyen sektörlerinden biri olduğunu ve bugün ilk 18 sektörden biri haline geldiğini kaydetti.

Türk mobilyacıların 2010 yılında 170 ülkeye 1,5 milyar dolarlıkihracat yaptığını bildiren Ahmet Güleç, iç pazarda da 8 milyardolar civarında satış gerçekleştiğini belirtti. Güleç, her yılyüzde 10′luk büyüme yakalayan mobilya sektöründe, bu yıl iç pazar hacminde yüzde 10, ihracatta ise yüzde 20 artış kaydedilmesinin beklendiğini belirterek, ”2011 yılının ilk 6 ayında ihracat geçen yıla göre yüzde 19 artarak 777 milyon 131 bin dolara ulaştı” dedi. Güleç, sektörde 500 bin kişinin istihdamının sağlandığına da dikkati çekti.

Önceleri geleneksel yöntemlerle üretilen mobilyanın, artık ”teknolojinin yoğun kullanıldığı” bir sektör haline geldiğine değinen Ahmet Güleç, özellikle Avrupa ülkelerinin Türk mobilyalarına ilgi gösterdiğini kaydetti.

 

Pencerenizde Akvaryum Keyfi



Sanki Balıklar yüzüyor gibi.

Evinizin Her Yerini Bahçe Yapabilirsiniz

Yeşilliklerin İçinde bir ev evin terasınıda bahçe. İnsanın ömrü uzar bu evde.

28 Ocak 2012 Cumartesi

Daire Şeklinde Daire Arıyorum


Zaten Ruhlarımız Satılık Evlerimiz Kiralık Olsun


Ofisten Estanteneler



Pazar analizi yaparken.

Bahçesi Olmayan Ev Sahiplerine Alternatif Çözüm


Apartman dairesindemi oturuyorsunuz ya da evinizin bahçesi mi yok? çiçekleri çok seviyorsunuz ama yetiştirecek yeriniz mi yok işte size göre bir çözüm.
 Pet şişlerin ortalarından kesin içine toprak koyup dilediğiniz çiçeği ve bitkiyi dikersiniz. Hem plastiklerinizi değerlendirmiş olursunuz hem de istediğiniz yaratıcılıkta bahçe şekli yaparsınız.

26 Ocak 2012 Perşembe

Satılık Sıra


Orhan Dinçel- Emlak işleri Bürosu-

Emlakçı 1953 Senesi Nostaljik Reklamı 2

Dikkat! Bu İllerde Satılık Daire Kalmayabilir!

 


Konut kredilerinde yaşanan faiz artışları, inşaat birim maliyetlerine gelen zam ve piyasadaki konut arzı yüzünden 2012’yi durağan geçirmesi beklenen inşaat sektörüne hükümetin çıkartacağı iki yasa can simidi olacak.

Van depremi sonrasında gündeme gelen, Türkiye’deki çürük yapıların yenilenmesi ve güçlendirilmesine yönelik olarak çıkartılacak Kentsel Dönüşüm Yasası ile yıllardır bazı ülkelerdeki yabancıların Türkiye’den mülk edinmesini yasaklayan Mütekabiliyet Yasası’nın çıkması ile birlikte inşaat firmaları adeta bayram yapacak.konuthaberleri.com