24 Aralık 2018 Pazartesi

21.10.2018 RUNAYDIN 2018 YARIŞ RAPORU 10K

9 eylül yarı maratonundan sonra sürekli koşu yarışmalarına katılmak istiyordum. Şanslıydım ki, artık şoku ile ilgili sık sık organizasyonlar yapılmaya başlıyordu. Bunlardan biri de Kuşadası'ndaki koşu olan Runaydın koşusuydu facebookta ilanını gördüm ve biraz araştırdım 5k ve 10k vardır kategorilerde. hemen günler öncesinden 10k ya kayıt oldum. kayıt masrafı çok fazla değildi. Hatta düşündüm eşimi ve oğlumuzu alır ben koşarım, eşim ve çocuğum dolaşırlar falan.Araba ile giderim dedim.
Mesafe çok uzun olmadığından bu yarışı fazla önemsemedim. Niye haftalık antrenmanlarımı yapma ve 9 eylül yarı marathonundan bana hediye kalan IT band sendromunu iyileştirmek için egzersizler yapıyorum. Çalışmalarım daha çok bu plan doğrultusunda gidiyor çok fazla  zorlamıyorum.
Yarışma gününe 1 hafta kala patronumun karısı kendi aracı ile kaza yapınca, benim kullandığım şirket arabasını, kendi aracı tamir oluncaya kadar kendisine verdim. Yarış günü araba ile gidemeyecektim. eşim ve oğlum ile gitme planı bu sebeple suya düştü.
Karşıyaka One Team  koşu takımının facebookta gördüğüm ilanında RunAydın koşusunun sponsorlarından olduğu ilanı gördüm ve One Team'e ulaşmayı başardım. Oradaki görevli arkadaşa Kuşadası'na Buca tarafından gidecek birileri olup olmadığını sordum. Beni whatsapptan bir gruba ekledi ve oraya yazmamı söyledi.
Beni sohbet grubuna ekleyince hemen oradaki arkadaşlara durumumu anlattım ve Kuşadası tarafına yarış günü gidecek olan birileri olup olmadığını ve beni de götürmelerini söyledim. Süleyman Biçer diye bir kişi kendisinin de Buca da oturduğunu ve Karşıyaka One Team grubunda Ümit Çakmaklı'nın (her ikisi ile de ilerde güzel bir koşu arkadaşlığı ve dostluğu paylaşacaktık) kendisini alacağını ve araçta yer olduğunu söyledi. Ümit Çakmalı beni götüreceğini söyledi.
Süleyman, Ümit ve ben bir whatsapp grubu kurarak yazışmalarımızı buradan devam ettirdik.
Yarıştan bir kaç gün önce tam olarak nerede oturduğumuzu konuşurken Süleyman'nın aslında bizim evin arkasındaki blokta oturduğunu öğrendim. Çok güzle bir tesadüftü.
Koşu 21.10.2018 de saat :10.00'da başlayacaktı. Kitleri yarış günü saat: 09.00'a kadar alabileceğimiz söylenmişti.
Arkadaşlar ile  sabah saat 06.00'da beni alacaklarını söylediler. ben de erken kalktım hazırlandım.
aç karnına koşmaya alışık olduğum için kahvaltı yapmadım.Yolda benzin istasyonunda kahve içtik. 8.00'e doğru yarış alanına geldik ve kitlerimizi teslim aldık. sonra bir kahveci bulup birer kahve daha içtikten sonra fotograf çektirdik ve yarışın başlamasını bekledik. hava açık ve ılıktı. bir tişört ve şort ile koşacaktım. gözlüğümü de yanımda aldım.
yarışa yoğun bir ilgi yoktu hem ilk defa düzenlenmesi hem de çok fazla tanıtımı yapılmamasından dolayı 250 kişi ancak vardı. bu sebeple start noktası çok kalabalık değildi Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçicioğlu kalabalığın arasına girdi insanlarla ayak üstü selamlaştı ve muhabbette. kesinlikle protokol vs  yapmadı. bu çok hoş bir davranıştı.
 yarış başladıktan kısa bir süre sonra 1.km sonra köprü tarafına bir yokuş vardı oraya hız bir şekilde girdim.nefesim düzensizdi,sonra 2,5k dönüşünden sonra inişe geçtiğimde dizlerimde bir ağrı IT band ağrısı baş gösterdi 5k ya kadar devam etti. 5k yı geçince ağrım azaldı ve neredeyse geçmişti sonra yaklaşık 2k kadar tekrar bir tırmanış oldu tırmanırken pek zorlanmadım ancak inişti IT band olmasın diye kendimi çok kastım ve hızımı düşürdüm. bitime 500m kala sol taraftan bir itfaiye sireni geldi herhalde yangın vs gibi bir durum vardı bu sebeple bizim yavaşlamamızı ve itfaiyeye yol vermemizi söyediler. bu da ilginç bir anıydı. biraz yavaşlayıp ve sağa çekildikten sonra yarışı 55dk içinde tamamladım.

Sonuç olarak, biraz sönük bir organizasyon ve katılım azdı. tarih olarak güzel bir tarih seçilmiş. parkurda sıkıcı değil 21k ekleyebilirler bundan sonrakilere.


10 Aralık 2018 Pazartesi

9 Eylül Yarı Maratonu Raporu

Koşu ile ilgilenmeye devam ettikçe artık koşu ile ilgili verileri daha çok görüyor, fark ediyor ve alıyorsunuz.
Buca Hasanağa Bahçesin'de 2018 Ağustos ayının ortalarındaki sabah antrenmanı sırasında orta yaşlı bir amcanın üzerindeki t-short dikkatimi çekti arkasında "4. Uluslararası 9 Eylül Yarı Maratonu" yazıyordu. O zaman aklıma geldi koşu ile ilgili belediyelerin STK ve özel organizatörlerin yarış düzenleyebileceği. Bunla ilgili bir araştırma yapınca gerçekten de 2018'de 6. sı düzenlenecek olan bir yarı marathon olduğunu öğrendim.
Koşu 2018 2 eylül saat 08.00'da Cumhuriyet Meydanında başlayacak İnciraltı Kent Ormanından geri dönülecek bir parkura sahipti. Hemen internet üzerinden kayıt oldum. yarışa daha 15 gün falan vardı ancak daha şimdiden koşacağım ilk yarış beni inanılmaz heyecanlandırıyordu. Sabahları daha azimli kalkmaya ve antrenman yapmaya başladım. Antrenmanlarım daha çok hafta içi 30-60dk arasında tempo olarak yapıyordum. (henüz interval, fartlek vb antrenmanlardan haberim yoktu). 6 ay önce koşu başlamıştım ve ilk defa bir koşu yarışına katılıyordum.
Şöyle bir şey oldu son 2 gün kala, beni koşuya yönlendiren kuzenim İsmail Eren,  9 Eylül yarı marathonu tarihinde Fransa'daki bir ultra koşuya katılacaktı. o koşuya vize sebebiyle gidemeyince bana destek amaçlı yarışmaya katılacaktı.
Bir kaç gün öncesinden karbonhidrat yüklemesi yapmıştım. koşu akşamı öncesi biraz daha karbonhidratlı yiyecekler yemeye çalıştım. Sabah kahvaltı yapmayacaktım. Çünkü sabahları erken koşuyordum ve aç. karnına koşmaya alışmıştım ve çok iyi geliyordu aç koşmak.
Koşu saat sabah 08.00'da koşulacaktı. 06.00'da kalktım kendime geldim kıyafetlerimi giydim.
Kuzenimle beraber Cumhuriyet Meydanının yakınlarına arabayı bıraktık ve alana girdik.
(Ben çok daha kalabalık olur diye düşünüyordum. kayıt ücretleri 7 TL idi. halk pek fazla ilgi göstermemişti.)
Alan biraz hareketliydi. biraz ortada takılıp bir kaç kişi ile konuştuktan sonra start çizgisine doğru geçtik ve yarışma zamanını bekledik. Ancak yarış zamanı geldiğinde istiklal marşı ve saygı duruşu yapılacağını söylediler. programda bunlar yoktu. sorun şu oldu herkes kendince start çizgisinde bir yer tutmuştu ve doğal olarak oradan ayrılmak istemiyorlardı. organizatör ise istiklal marşı ve saygı duruşu için meydana gelinmesi gerektiğini söyledi. Bu fasıl bittikten sonra start yaklaşık olarak 12-15 dk geç başladı. bunun sıkıntısını güneş yükseldikçe daha iyi anlayacaktık.
Çıkışımız hızlı olmadı İsmail Abi ile arada konuşarak 5.km rahatlıkla geçtik.( koşu ile ilgili bana çok değerli bilgiler veriyordu) sonra güneş, ortalığı ısıtmaya başlamıştı ama sol tarafımızdan omuz hizamıza vuruyordu. 10.km dönüşüne gelindiğinde ise güneşi karşımıza aldık ve yükseldikçe daha sıcak oluyordu. Cebime aldığım telefon ve araba anahtarı yüzünden su istasyonlarındaki suları başımdan aşağı dökemiyordum. Bu mesafeden sonra ise artık halsiz düşmeye başladım nefes almak zorlaşıyor ayaklarım beni götürmüyordu. 11-12. km biraz yavaşladım küçük ağaçların gölgesinden yararlandım biraz enerji toparladım. sonra kulaklığımı çıkardım ve telefonuma bağladım. antrenman sırasında dinlediğim parçaları çalmaya başladım. Sonra Buca Hasanağa Bahçesinde antrenmanlarım sırasında rastladığım ve iyi koşam Hilmi Amcayı gördüm. Ben 10k dönüşünde dönmüştüm ve o daha yeni 10k doğru ilerliyordu. Bu bana çok iyi motivasyon sağladı. çünkü: Hilmi Amaca uzun zamandır koşuyordu antrenmanlarda ona yetişmem mümkün değildi. Antrenmanlarda benden hızlı koşması beni şaşırtıyor ve 65 yaşındaki bir amcanın beni yenmesi zoruma gidiyordu.
Bundan kendimce çok keyif aldım 5km boyunca hızımı artırmaya başladım İsmail Abi'yi göremiyordum artık. ama sıcaklık iyiden iyiye artmıştı yaklaşık olarak 32-32 dereceye dayanmıştı Asfaltın sıcaklığı güneşin karşımızda olması koşuyu tamamlamayı daha da güçleştiriyordu. 16.km'den sonra ise pilimin bittiğini anladım. Biraz yürüdüm sonra hızlandım tekrar yürüdüm ve hızlandım. Dizlerimin ağrıdığını hissettim. ayaklarım beni çekmiyordu. 3km daha bu şekilde koştum. Uzun binaların oraya gelince rüzgar esmeye başlamıştı ve bu çok hoştu tekrardan kendimi toparladım hızlandım.,hızlandım sonra yürüdüm 1,5km böyle devam ettim. Son 500 metre de ise yarışı tamamlayıp bize destek vermeye gelen arkadaşlar vardı onları görmek biraz daha iyi hissetmeme sebep oldu ayaklarım zonkluyordu tırnaklarım yerinden fırlayacaktı. Arkama baktım İsmail Abi'yi göremedim.
Son enerjimi de kullanarak finish'e geldim. Bitiş sürem 2saat 18dk idi.  Boynuma bir madalya geçirdiler. Ne olduğunu anlamadım, soluklanmak için biraz açıldım finishten. Nefesimi düzenledim. Çok yorulmuştum. İsmail Abi ise benden 1 kaç dakika sonra geldi finishe. O da bitkin görünüyordu. sonrasında söylediği üzere bu kadar sıcakta koşmaya alışkın olmadığını ve nemden çok etkilendiğini söylemişti.
21k tamamlamak beni inanılmaz mutlu etti. Bu zamana kadar koştuğum en uzun mesafeydi. Bu mutluluk ve gurur uzun zaman beni etkiledi ve bana motivasyon sağladı.

27 Ağustos 2018 Pazartesi

KOŞUNUN BANA KATTIKLARI

İşin içine disiplin ve istikrar girince koşmanın görüldüğü gibi olmadığı, bu sebeple yaptığım şeylerin benim için en  verimli ve sağlıklı olması gerektiğini öğrendim.

1-Beslenmenin önemini anladım:
Yediklerime dikkat etmeye başladım. Bir öğünde neler yenmesi gerektiğini sağlıklı olan ve gerekli olan gıdaların neler olduğunu öğrendim. Koşu yapmadan önce tamamen  günlük akışa göre beslenirken, koşudan önce ve koşudan sonra ne yemem gerektiğinin bilincine vardım. Ne zaman protein almam ne zaman karbonhidrat almam ne zaman diğer- vitaminleri ne kadar almam konusunda daha bilinçli oldum. Sıvı almanın önemini kavradım.

2-Anatomi hakkında  bilgilendim:
Koşarken bedenimde neler olduğunu, bedenimin buna nasıl tepki verdiğini öğrendim. Kalbin nasıl çalıştığını akciğerlerin görevlerini terlemenin ne kadar önemli olduğunu, eklemlerin ve kasların nasıl kuvvetlendiğini bunun yanında bedenimden maksimum nasıl faydalanmam gerektiğini, anatomik olarak zayıf yönlerimi öğrendim. Bu zayıflıklarını nasıl güçlü kılarım  bunun yöntemlerini araştırdım. Bedenimde barışık olmayı ve ona iyi davranılması gerektiğini kavradım. Kas ağrılarına nasıl başa çıkarım zihninde nasıl yön veririm mativasyonumu nasıl artırırım  bunları araştırdım.

3-Zinde kalmanın önemi: Koşu için sadece bacaklarımın güçlü olması gerektiği kanısındaydım ancak bunun böyle olmadığını, koşu için diğer kasların da gelişmesi gerektiğini ve aslında koşmanın bedenin tümünü etkilediği ve etkilendiğini öğrendim. Bu sebeple fitness ile ilgilenmeye başladım. Boy kilo fitness fit olmak zinde olmak
David Hume’un sözü “Eğer burada durup daha ileri gitmeyeceksek niçin bu noktaya kadar geldik

26 Ağustos 2018 Pazar

KOŞUYA NASIL BAŞLADIM.

Ortalama bir çocuk gibi ben de hareketliydim. Biraz daha hareketli olabilirim belki. Bu 80'li kuşağın sokaklarda mahallelerde boş arazilerde yaz-kış sabah-akşam demeden saatlerce ve onlarca  kollektif veya bireysel  oyunları  oynayarak büyümemizden kaynaklıydı.
Lise son sınıfa kadar bu hareketliliği devam etti. Video oyunları tv ve pcler olmasına rağmen. Üniversite hayatında ise spor ile aram açıldı.  Sosyal aktivitelere yoğunlaştım. Tiyatro, halk müziği, halk oyunları gibi. Bu dönemde bir kaç defa futbol(halı sahada), bir kaç defa sabah Koşusu ve yazları bir kaç gün denize girmekten  başka aktif spor yapmadım.
İş hayatına atılınca aktif spor yapmak istedim. 2 ay spor salonuna gittim ve ayda bir veya iki defa yürüyüş yapmaya başladım. Kemalpaşa İzmir'de  2 yıl kaldığım süre içerisinde  ise hafta sonları trekking yaptım. Bundan oldukça keyif  aldım.  Hareketsiz olmaktan nefret ediyordum her zaman.
Evlendikten sonra daha düzenli rutin hayatım olmaya başlayınca sabahları 20dk 30dk koşmaya çalıştım 1 ay kadar. Oğlumuz dünyaya gelince hayatımızın düzeni yeniden değişti. Bu, 2 yıl kadar devam etti. Sabah, koşmak fikri aklımdan bir türlü çıkmıyordu.  Oğlumun büyüyüp kreşe başladıkan sonra sabahları vaktim olmaya başladı.  Sabahları artık kalkıp 15-20dk evimizin yakınında bulunan halı saha içinde dönerek  hafif yürüyüş yapmaya başladım. Haftada 2-3 defa. Bundan çok keyif aldım. Ancak bu beni tatmin etmedi. İçimde daha çok koşmaya ve uzun süre koşmaya dair bir istek başladı. Sıradan günlük spor ayakkabılarımın bu isteğime cevap vermediğini anladım. Halı saha içinde dolap beygiri gibi dönüp durmank artık bana yetmiyordu.  Artık yeni koşu alanları ve yeni spor ayakkabıları arayışına girdim.  İlk koşu ayakkabımı 2018 martta dechatlon mağazasından aldım.
Buca'nın  Hasanağa Bahçesi'ndeki  koşu parkurunda sabahları 30dk-45dk koşmaya başladım.  Her koşu sonrasında mutlu oluyordum. Terlemekten nefes nefese ve kan-ter içinde kalmak bana inanılmaz haz veriyordu. Verilerime bakmadan(be telefon ne saat) sadece hislerim ile haftada 3 gün 4k-5k koşmaya başladım. Bir disiplinim yoktu veya amacım. Bildiğim tek şey vardı sabah koşmak ve sonrasında duş alıp kahvaltı hazırlayıp işe gitmek. Sabah koşusu yapmak, kendimi inanılmaz iyi hissetmeme, moralimin yüksek olmasına iş yerindeki gerginliğimin azalmasına ve insanlar ile daha samimi diyalog kurmama yardımcı oluyordu. 
Yaptığım bu koşuyu daha disiplinli hale getirmek için kuzenim İsmail Eren'den yardım aldım. Kendisi  beni koşuya disiplinli olarak bilinçli şekilde yapmamı sağladı ve bana profesyonel koşu ayakkabısı hediye etti.
Şimdi tutkulu bir koşucuyum. Sırada  yarı maratonlar, maratonlar ve ultra maratonlar  var.
Peki, neden mi koşuyorum? 
"hayatı daha iyi anlamak ve kendimle daha barışık olmak için"